Türkiye’de son yıllarda hızla devam eden kentsel dönüşüm projeleri, büyük şehirlerdeki eski ve riskli yapıları yenileyerek daha güvenli yaşam alanları oluşturmayı amaçlıyor. Ancak bu projeler, beraberinde çeşitli mağduriyet risklerini de getirmekte. Uzmanlar, kentsel dönüşüm sürecinin şeffaflık, adalet ve hak sahipliği konusunda büyük sorunlar barındırdığını belirtiyor.
Kentsel dönüşümün en önemli hedeflerinden biri, deprem riski yüksek olan bölgelerdeki binaların yenilenmesi ve daha dayanıklı yapılar inşa edilmesidir. Ancak, bu sürecin hızla ilerlemesi, planlama eksiklikleri ve uygulamadaki aksaklıklar yüzünden birçok vatandaşı mağdur edebiliyor. Ev sahipleri, mülklerinin değerinin düşmesi, düşük bedelle kamulaştırma talepleri veya yanlış yönlendirmeler sonucu mağduriyet yaşıyor.
Proje kapsamında evlerini terk etmek zorunda kalan birçok insan, yeni inşa edilen projelere girebilmek için yüksek kira bedelleriyle karşı karşıya kalıyor. Ayrıca, eski yapıların yıkımı sırasında çıkarılan malzemelerden elde edilen gelirlerin doğru şekilde paylaşılmaması da büyük bir sorun. Ev sahiplerinin ellerinde kalan tazminatlar bazen yetersiz kalabiliyor, bu da onları ekonomik olarak zor durumda bırakabiliyor.
Kentsel dönüşümün diğer bir mağduriyet kaynağı ise hak sahiplerinin doğru tespit edilememesi. Yerel yönetimler ve müteahhitler arasındaki anlaşmazlıklar, doğru ve adil bir uygulama yapılmadığı durumlarda vatandaşların hak kayıplarına yol açabiliyor. Sözleşmelerdeki belirsizlikler veya mülk sahiplerinin ikna edilmemesi, proje sürecinin başlangıcında büyük sıkıntılara yol açabiliyor.
Uzmanlar, kentsel dönüşüm projelerinin daha şeffaf ve adil bir şekilde yönetilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, mülk sahiplerinin haklarının korunması, adil tazminat süreçlerinin oluşturulması ve dönüşüm sürecinin toplumun tüm kesimlerine fayda sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor. Kentsel dönüşüm, sadece binaların yenilenmesinden ibaret olmamalı, aynı zamanda insan haklarına saygı gösterilen, sürdürülebilir ve adil bir süreç olmalıdır.
Sonuç olarak, kentsel dönüşüm projelerinin doğru şekilde uygulanabilmesi için daha kapsamlı reformlar ve dikkatli denetimler gerekmektedir. Aksi takdirde, projeler ne kadar başarılı olursa olsun, mağduriyetlerin önüne geçmek mümkün olmayacaktır.